Pêzkûvîlere Kıymak, Bir Halkın Belleğine Kıymaktır Abdulselam Gülyen / Şırnak Ajans  Doğanın dili sessizdir; o dili anlamak için kulağımız değil, vicdanımız çalışmalıdır. Ne yazık ki bu topraklarda vicdanın sesini bastıran motorların, testerelerin ve silahların gürültüsüne giderek daha çok alışıyoruz. Önce köyler boşaltıldı, ardından ormanlar kesildi; dereler kurutuldu, vadiler taş ocaklarına teslim edildi. Şimdi ise, dağların kadim sahipleri olarak gördüğümüz pêzkûvîler—yani dağ keçileri—iddialara göre hedefte. Silopi’nin Ballıkaya (Bilga) köyünden yükselen söylemler, bölgede bazı korucular tarafından hem ağaçların kesildiğini hem de üreme dönemindeki dağ keçilerinin öldürüldüğünü dile getiriyor. Bu iddiaların doğruluğu elbette yetkili makamlarca araştırılmalı; ama ortada bir gerçek var ki onu görmek için resmî rapor beklemeye gerek yok: Doğa uzun zamandır ağır bir saldırı altında ve artık dayanma gücünün son sınırlarında. Pêzkûvî, yalnızca bir hayvan değildir. Kürt kültüründe direncin, özgürlüğün ve dağların ruhunun sembolüdür. Bugün bir pêzkûvî öldürüldüğünde, aslında bir halkın hafızasına, dağların onuruna, doğanın dengesine kast edilmiş olur. Üstelik bu katliam iddialarının üreme sezonunda yaşandığı söyleniyor. Yani doğa yarasını sarmaya, tekrardan can vermeye çalışırken insan eli bir kez daha baltasını kaldırıyor. Bu topraklarda yaşayan sıradan bir yurttaş olarak, içimde yükselen öfkeyi bastırmakta zorlanıyorum. Kim yaparsa yapsın, hangi makamdan güç alırsa alsın, doğaya kıyan eller aynı suçun ortağıdır. Bu nedenle, adı geçen vahşeti gerçekleştirdiği iddia edilen kişiler hakkında derhal soruşturma açılmasını, olayın tüm boyutlarıyla şeffaf biçimde araştırılmasını talep ediyorum. Çünkü adalet yalnızca insanlar için değil, bu topraklarda nefes alan tüm canlılar içindir. Doğayı korumak bir çevrecilik meselesi değildir; insan kalabilme meselesidir. Ağacın kesildiği, hayvanın öldürüldüğü, suyun kurutulduğu yerde insanın vicdanı da ölür. Bu yüzden bugün pêzkûvîlerin çığlığına kulak vermek, aslında kendi geleceğimize sahip çıkmaktır. Yetkililere sesleniyorum: Bu iddialar doğruysa failler cezalandırılsın. Doğa talanına karşı gerçek bir denetim sistemi oluşturulsun. Dağ keçilerinin yaşam alanları koruma altına alınsın. [caption id="attachment_133028" align="alignnone" width="1024"] Arşiv[/caption] Bizler de sesimizi yükseltmekten vazgeçmeyelim. Çünkü doğa susar ama unutmaz; dağlar konuşmaz ama hafızası bizden güçlüdür. Abdulselam Gülyen- Şırnak Ajans Bir Sınır Kentinden Notlar