Atasözlerimiz “Gotinên Pêşiyan” Mehmet Akar / Şırnak Ajans  Yakın geçmişte şehrimizin değerli bir insanın emeği ile çok önemli bir eser dünya edebiyatına kazandırıldı. Mehmet Öncü’nün, “Gotinên Pêşiyan” adlı, Kürtçede atasözleri anlamına gelen bu eseri hak ettiği kadar ne yerel basında nede ulusal basında yer almadı. Bu durumu bir eksiklik olarak görüyorum. Atasözleri, toplumların hafızasıdır. İnsanlar anlatmak istedikleri bir olayı özlü sözlerle anlatma yolunu hep tercih ederler. Haz duydukları, ya da tepki gösterdikleri kimi olayları bu özlü sözlerle ifade etmek aynı zamanda bir bilgelik işidir. Bu bilgelik, o toplumun kültürel derinliğinin de işaretidir. İnsanlar sözcüklerle birbirilerini anlamaya, anlatmaya başladığı günden günümüze kadar, bu özlü sözlerle meramlarını birbirilerine anlatmayı esas aldılar. Örnek verecek olursak atasözleri, deyimler en güzel örneklerdir. İnsanlar sohbet anında hem anlatmak istediğinin iyi anlaşılması hem de konuşmasına anlam ve renk yüklemek için atasözlerini kullanarak anlatım meramına erişmek isterler. Konuşmasını atasözleriyle pekiştirmek bir insanın kültürel yetkinliğinin de işaretidir. Her milletin edebiyatının zenginliği, o milletin yarattığı hikâye, fıkra, atasözleri, şiir, roman, mizah, biyografi, kurgusal eserler, bilimsel makalelerle ve fabllerle ölçülür. Mesela dünyanın en eski fabl ustası Hind kökenli Beydeba, Yunan kökenli Ezop, Fransız kökenli La Fontaine’dir. Konumuz atasözleri olduğu için diyebiliriz ki, her milletin edebiyatında atasözlerin de önemi o derece yüksektir. Atasözlerin zenginliği de o milletin hafıza derinliğini gösterir. Mesela, bizler meramımızı anlatmak isterken, kendi sözcüklerimizi yeterli görmeyince bir başka milletten öğrendiğimiz bir atasözü ile meramımızı pekiştiririz. Mesela hemen; “bir Çin atasözü der ki veya bir Rus atasözü der ki,” deriz. Bu bize, aynı zamanda o insanın eğitim düzeyini gösterir. Her insanın zihninde bir ya da birkaç atasözü vardır. Fıkra da o milletin mizah zenginliğini gösterir. Atasözleri o toplumun iç dünyasını, o toplumun olayları değerlendirme gücünün de bir göstergesidir. Mesela; Türkçe de yer alan “devlet malı deniz yemeyen domuz” sözü ilk dinlendiğinde, fonetiği kulağa hoş gelir, ancak o sözün derinliğine inildiğinde, ne kadar kötü bir arzuyu içerdiği anlaşılır. Atasözleri; kadın-erkek, küçükler-büyükler arasındaki ilişkileri özlü sözlerle anlattığı gibi, toplumun farklı fenomenleri arasındaki eşitlik, hak, hukuk, adalet gibi temel değerleri de olumlu veya olumsuz yönleriyle anlatır. Mehmet Öncü’nün, eseri hakkında kendisiyle röportaj yapan Bianet.org editörü Ferit Demirel’e yaptığı açıklamada, henüz lise yıllarında, 1979 yılında, lise ikinci sınıfta iken bir yol aramasında üzerinde çıkan bir kağıt parçası yüzünden başına gelenlerden bahsediyor. O kağıtta yirmi bir atasözü yazılıdır. Bu gerekçe ile yedi gün gözaltında tutulduğunu anlatıyor. Yedi gün gözaltında tutulma nedeni, o kağıtta yazılı olan yirmi bir Kürt atasözü imiş. Mehmet Öncü o tarihte henüz 17-18 yaşlarında iken Kürtçe atasözlerini derlemeye başlar. Başından geçen bu olayın üzerinden kırk yıl geçiyor, Mehmet Öncü çalışmalarını sürdürüyor, başından geçen o olayın üzerinden kırk yıl sonra, bugün Sitav yayınevi tarafından yayınlanan dört ciltlik, beş bin sayfalık ve elli bin Kürt atasözlerinden oluşan bir atasözleri sözlüğünü vücuda getirmiş olmakla neticeleniyor. Mehmet Öncü yaptığı açıklamasında sözlüğün 235 başlıktan oluştuğunu, derlemiş olduğu atasözlerinin yirmi yedi bin tanesinin kendi derlemesi olduğunu, diğerlerinin de daha önce farklı eserlerde yer alan atasözleri olduğunu belirtiyor. Derlenen atasözlerinin büyük bir emek, sabır ve azim neticesinde derlenebildiğini, bunun için uzun süre Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Şırnak, Mardin il, ilçe ve köylerinde, kişilerle bizzat konuşarak, o atasözün hikayesini dinleyerek hazırlandığını belirtiyor. Mehmet Öncü, eseri hakkında açıklama yaparken, hazırladığı her atasözünün altına, o atasözünün manasını açıklayıcı bilgileriyle birlikte, her atasözün hikayesi olduğu gerçeğini bilerek o atasözün dayandığı hikayeyi de ilave etmiş olması, eserin değerini bir kat daha artırmaktadır. Öte yandan Mehmet Öncü, bu çalışması ile Kürt dilinin derinliğini ortaya koyarak takdire şayan bir çalışmayı insanların hizmetine sunmaktadır. Mehmet Öncü’yü bu ve diğer çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.