O Bir Kadın Peşmerge “Sabriyá Feqa Salih” « Şırnak Ajans

O Bir Kadın Peşmerge “Sabriyá Feqa Salih”

 Son olarak şu soruyu yöneltiyoruz;
“Kimleri, nereleri görmek istersin?”
“Serok Barzani… Çünkü o benim cephe arkadaşımdı.”

Şırnak Ajans
Halil AZİZOĞLU
Halil AZİZOĞLU
Okuma Süresi

3 dakika

Yayınlanma 19:03 - 01 Kasım 2025
Güncelleme 19:03 - 01 Kasım 2025

O Bir Kadın Peşmerge “Sabriyá Feqa Salih”

Halil Azizoğlu / Şırnak Ajans 

O bir kadın peşmergeydi
Ranya’da, Süleymaniye’nin o dağ kokulu topraklarında doğdu. Daha 12 yaşına bile gelmeden, kader onu dağlara çağırmıştı. Çocuk yaşta silah tutmadı belki ama savaşın tam ortasındaydı. Babası, amcaları, dayıları ve Kürt halkının öncüleriyle birlikte cephelerdeydi.
Silahların gölgesinde ekmek pişiren, yaralıların başında dua eden, küçük ama koca yürekli bir çocuk… Ranya’lı Sabriyá Feqa Salih.

Yıl 1960’lardı. Henüz on iki yaşındaydı Sabriyá.
Saddam Hüseyin’in karanlık rejimi yavaş yavaş bölgeyi sarmaya başlamıştı. İnsanlık suçlarının işlendiği, masumların yerlerinden edildiği yıllardı o yıllar.
Ama bu zulme karşı, yüreğini ortaya koyan gerçek yurtseverler vardı. Ve onların önünde Büyük Önder Molla Mustafa Barzani.
Serok Mesud Barzani o zaman henüz 17 yaşındaydı.
Ama cephedeydi.
Tıpkı ağabeyi İdris Barzani gibi.

Sabriyá Feqa Salih o günleri anlatırken gözleri uzaklara dalıyor…
Kadın olup da o dönem peşmerge olmak kolay mıydı?” diyor.
Hayatının en güzel yıllarını, gençliğini, çocukluğunu doğduğu topraklara adamış bir kadından bahsediyoruz.
Sürgünler yaşamış, o sürgünlerde evlenmişti iki abisini kurban ettiği Sefer, Kazım ile Barzan’ın ve ingilizce öğretmeni küçük kızının babasıyla.
Beş oğlundan ikisini bu topraklara, özgürlük mücadelesine kurban vermişti.
Sorduğumuzda, “Değdi mi bunca acıya, kayba, feda ettiğin onca şeye?”
Gözleri doluyor…
Ama içinde hem öfke hem gurur karışımı bir sesle cevap veriyor:

Her ne olursa olsun, gerekirse tekrar giderim!
Tekrar feda ederim her şeyi…
Bu topraklar, Kürdistan için!”

Sabriyá dört dil biliyordu. Okulda mı öğrenmişti?
Hayır…
Sürgünlerde, dağlarda, halkıyla iç içe yaşarken öğrenmişti.
Hayatı da dili gibi öğrenmişti; yaşayarak, savaşarak, sabrederek.

Artık yaş aldı, dizlerinde derman yok. İbadetlerini oturarak yapıyor.
“Gençliğinde ağır yükler yüklenmişsin,” diyoruz.
Gülümsüyor hüzünle, “O zamanlar küçüktüm ama yüreğim büyüktü,” diyor.

Son olarak ona şu soruyu yöneltiyoruz:
“Kimleri, nereleri görmek istersin?”
Hiç düşünmeden yanıtlıyor:

Serok Barzani… Çünkü o benim cephe arkadaşımdı.”

Dileriz bir gün bu buluşma gerçekleşir.
Erbil’deki mütevazı evinden ayrılırken ellerinden öpüyoruz.
Dualarını alıyoruz.

Ve içimizden şu cümle yankılanıyor:

Bu topraklar sizlere minnettardır.
Nene Hatunlar, Sabriyá Feqa Salih’ler oldukça bu halk asla boyun eğmeyecektir.

Halil Coşkun AZİZOĞLU

Erbil / Hewler 30 Ekim 2025

Not; yazının Kürtçe çevirisi en yakın zamanda eklenecektir..


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir