Silopi; Kimsesizlerin Kenti, Elektriğin Cehennemi « Şırnak Ajans

Silopi; Kimsesizlerin Kenti, Elektriğin Cehennemi

Yerel yöneticiler, STK’lar, esnaf, vatandaş… Sessizlik, Silopi’nin yeni şarkısı olmuş.

Şırnak Ajans
Abdulselam GÜLYEN
Abdulselam GÜLYEN
Okuma Süresi

4 dakika

Yayınlanma 09:38 - 13 Eylül 2025
Güncelleme 08:59 - 14 Eylül 2025

 

Silopi; Kimsesizlerin Kenti, Elektriğin Cehennemi..

Abdulselam GÜLYEN

Silopi, Şırnak’ın tozlu yollarında, sıcağın ve yokluğun gölgesinde sessizce duran bir kent. “Kimsesizlerin kenti” derler buraya; belki de bu yüzden, burada herkes kendi derdinin ağırlığıyla yürüyor. Ama son zamanlarda bu ağırlık, DEDAŞ’ın elektrik hatlarını yer altına alma projesiyle katlanılmaz bir hale geldi. Silopi, adeta bir savaş enkazına dönmüş; kaldırımların ortasına dikilen direkler, yağmur sularının aktığı dere yataklarına kondurulan trafolar, okul bahçelerine, cami avlularına sokuşturulan beton yığınları…

Ve bu cehennemde herkes sus pus. Yerel yöneticiler, STK’lar, esnaf, vatandaş… Sessizlik, Silopi’nin yeni şarkısı olmuş.

Gelin, bu absürt tabloyu birlikte izleyelim. Bir kaldırım hayal edin; zaten dar, iki insanın yan yana yürümesi bile mesele. Ama bir sabah uyanıyorsunuz, o kaldırımın göbeğinde koca bir elektrik direği! Ne sağa sapabiliyorsunuz, ne sola. Direkle burun buruna, adeta bir dans başlıyor: “Sen mi geçeceksin, ben mi?” Direk cevap vermiyor, çünkü o sadece bir direk. Ama o direği oraya dikenlerin de sesi çıkmıyor. Mahalleli, bu direklerle yaşamayı öğreniyor; kimi zikzak çizerek yürüyor, kimi çocuğunun elini daha sıkı tutuyor, kimi de içinden “Bu ne rezillik!” deyip susuyor. Çünkü Silopi’de susmak, bazen en kolay yol.

Sonra yağmur sularının aktığı dere yataklarına bakıyorsunuz. Hani şu yağmurla dolup taşan, kentin sellerle dans ettiği dereler… Onların da tam ortasında bir sürpriz: elektrik trafoları! Evet, yanlış duymadınız, yağmur sularının yoluna trafo koymuşlar. Sanki biri, “Sel mi geliyor? Alın size trafo, biraz da voltajla yüzün!” demiş. Yağmur yağdığında, sel geldiğinde ne olacak diye düşünen yok. Planlama, Silopi’ye uğramamış bir yabancı.

Okul bahçeleri mi? Çocukların koştuğu, oyun oynadığı o masum alanlar, şimdi trafo mezarlıkları. Cami avluları, huzurun arandığı kutsal mekanlar, beton yığınlarının gölgesinde. Sanki biri, “Dua mı edeceksiniz? Buyurun, trafo eşliğinde!” diye alay etmiş. Mahalleler deseniz, birer savaş filmi seti gibi. Kazılmış yollar, darmadağın kaldırımlar, toz duman içinde bir hayat. Silopi, sanki bir yapbozun eksik parçaları gibi; hiçbir şey yerli yerinde değil.

Ve bütün bu kaosun üstüne, bir de Türkiye’nin en pahalı elektrik faturalarını ödüyoruz. Evet, Silopi halkı bu cehennemin bedelini cüzdanlarıyla da ödüyor. Fatura geldiğinde yürekler sızlıyor; çünkü o kağıt parçası, sadece elektriğin değil, bu çilenin de faturası. “Elektrik yer altına alındı, modernleştik!” diyecekken, karşınızda direkler, trafolar ve bir enkaz. Bu mu hizmet? Bu mu çağdaşlık? Silopi halkı bu soruları soruyor, ama cevap veren yok.

Traji-komik dedik ya, işte tam da bu. Gülmekle ağlamak arasında sıkışıp kalmış bir kent Silopi. Direkler arasında slalom yapan teyzeler, trafo gölgesinde top oynayan çocuklar, faturalara bakıp iç çeken babalar… Her biri bu absürt tiyatronun birer oyuncusu. Ama alkış yok, çünkü seyirci de susmuş. Yerel yöneticiler, STK’lar, herkes bir köşede sessizce bekliyor. Belki bir mucize olur, belki biri “Yeter!” der. Ama o biri, henüz görünmüyor.

Silopi, kimsesizlerin kenti, şimdi elektriğin cehennemi olmuş. Ama bu kent, bu halk, her şeye rağmen ayakta. Çünkü Silopi’nin ruhu, ne direklerle, ne trafolarla, ne de faturalarla yenilir. Bir gün bu enkaz kalkar, bu sessizlik bozulur, bu kent yeniden nefes alır. O güne kadar, Silopi’nin hikayesi, bu satırlarda yankılanmaya devam edecek.

Şırnak Ajans / Abdulselam GÜLYEN


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir