Son günlerde Silopi’de gündem, belediye başkanı Jiyan Ormanlı ile eski partisi DEM Parti arasında yaşanan ihraç süreci ve beraberinde ortaya atılan iddialar üzerinden şekillendiriliyor. Oysa bu tartışmaların gölgesinde, halkın yaşadığı asıl sorunlar görmezden geliniyor. Sayın Ormanlı, bağımsız olarak belediye başkanlığı görevine devam etmeye başlayalı henüz 10 gün olmuşken, yerel basın ve bazı kendini gazeteci olarak tanıtan sosyal medya sayfaları tarafından yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Belediye hizmetleri görmezden geliniyor, hatta yok sayılıyor. Oysa Dicle Elektrik A.Ş.’nin yıllardır açtığı çukurlarla köstebek yuvasına dönen cadde ve sokakların yeniden düzenlenmesi gibi önemli çalışmalar kısa sürede kararlılıkla hayata geçiriliyor. Bu gerçekleri yok saymak, en hafif tabirle partizanlıktır. Burada özellikle vurgulamak isterim ki; yazdıklarım tamamen tarafsız bir gözlemin sonucudur. Eğer belediyede bir eksik veya yanlış görürsem, elbette duyarlı bir vatandaş olarak onu da eleştirmekten çekinmeyeceğim. Asıl mesele şudur: Gerçek gazetecilik yalnızca belediye üzerinden siyaset yapmak değildir. Bu şehirde çok daha önemli ve hayati sorunlar vardır. Silopi Devlet Hastanesi’nde doktor ve teçhizat eksiklikleri sürmekte, vatandaş en temel sağlık hizmetine ulaşmakta zorlanmaktadır. Habur sınırında günübirlik ticaretle harçlığını çıkaran ve “karınca” diye anılan gençler, ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir. Çiftçiler, mazot, gübre ve sulama sorunlarıyla üretimden koparılmakta; verimli topraklar kaderine terk edilmektedir. Tedaş’ın bitmeyen kazıları ve vatandaşın yaşamını zorlaştıran uygulamaları ise herkesin sabrını tüketmektedir. Fakat dikkat edilmesi gereken bir başka gerçek daha var. Bazı gazeteciler bu sorunlara yalnızca “adet yerini bulsun” diye küçücük bir haberle değiniyor, ardından sayfalarını başka haberlerle doldurarak o tek haberi gözden kaybettiriyor. Bu da gösteriyor ki, aslında toplumun sorunlarına samimi bir şekilde sahip çıkmıyorlar; aksine, bazı güç odaklarının gölgesinde hareket ediyor ve korkularıyla kalemlerini zayıflatıyorlar. Oysa bu şehir, sahici bir kaleme, cesur bir dile muhtaç. Silopi halkı, hem basından hem de kanaat önderlerinden dürüst ve tarafsız bir yaklaşım bekliyor. Gazetecilik, güç sahiplerinin değil, halkın sesi olmaktır. Eğer gerçekten bu halka karşı sorumluluk hissediyorsanız, kaleminizi toplumun yarasına yöneltin. Buradan hem gazetecilere hem de halkımıza çağrımdır: Algılara kanmayın, riyakârlığa teslim olmayın, partizanlığın gölgesine sığınmayın. Gerçek sorunlarımızı dile getirelim, sahiplenelim ve çözüm için baskı unsuru olalım. Ancak o zaman Silopi daha yaşanılır bir şehir olur. Çeko Ökten 20 Ağustos 2025