Şırnak Barosu, Silopi’nin Ballıkaya ve Cevizli mezralarında idari uyarılara rağmen yeniden başlatılan izinsiz ağaç kesimleri nedeniyle kamu görevlileri ve ilgili şahıslar hakkında Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Baro, çevre tahribatının derhal durdurulmasını ve sorumlular hakkında kamu davası açılmasını talep etti.
Şırnak Barosu Başkanlığı, çevre tahribatına yol açan yeni izinsiz ağaç kesimleri nedeniyle Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde, Silopi ilçesi Ballıkaya ve Cevizli mezraları sınırlarında, idari mercilerin açık uyarılarına rağmen yeniden başlatılan kesim faaliyetlerinin hukuka açıkça aykırı olduğu vurgulandı.
Baroyu temsilen Avukat Fadıl Tay ve Avukat Mehmet Emin Ayas tarafından sunulan suç duyurusunda, “önceden kesilen ağaçların toplanması” gerekçesiyle başlatılan yeni faaliyetlerin aslında yeni ağaç kesimlerini de içerdiği, bu durumun orman ekosistemine ciddi zararlar verdiği ifade edildi.
Dilekçede, Şanlıurfa Bölge Orman Müdürlüğü ve Şırnak Orman İşletme Şefliği yetkililerinin uyarılara rağmen gerekli tedbirleri almadığı, bazı kamu görevlilerinin ise izinsiz kesimlere göz yumduğu iddia edilerek, bu kişilerin “görevi kötüye kullanma” (TCK 257) suçundan da sorumlu tutulması gerektiği belirtildi.
Baro, söz konusu fiillerin “usulsüz ağaç kesimi” (TCK 181–182, 6831 sayılı Kanun m.14 vd.), “mala zarar verme” (TCK 151) ve “hakkı olmayan yere tecavüz” (TCK 154) suçlarını oluşturduğunu belirterek, olayın hem çevre hem kamu düzeni açısından ciddi sonuçlar doğurduğunu kaydetti.
Suç duyurusunda ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. ve 169. maddeleri, Paris İklim Anlaşması, Glasgow Liderler Deklarasyonu ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi hatırlatılarak, orman varlığının korunmasının yalnızca ulusal değil, uluslararası bir yükümlülük olduğu vurgulandı.
Şırnak Barosu, savcılıktan şu taleplerde bulundu:
İzinsiz ağaç kesimi ve çevre tahribatı fiillerinin derhal soruşturulması,
Bölgede keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması,
Şüpheli kişi ve kamu görevlilerinin kimliklerinin tespiti,
TCK kapsamında kamu davası açılması,
Devam eden kesimlerin ivedilikle durdurulması ve bölgenin güvenlik çemberine alınması.
Baro dilekçesinde, “Orman ekosistemi yalnızca ağaçlardan ibaret değildir; bu tahribat toprak, su, fauna ve flora üzerinde geri dönüşü uzun yıllar sürecek etkiler yaratmaktadır.” ifadelerine yer verilerek, çevre suçlarına karşı etkili yargısal müdahale çağrısında bulunuldu.
