Hayatın Bedeli; Kabullenmenin Gücü
Abdulselam GÜLYEN - Şırnak Ajans
Hayat, bize sunduğu güzelliklerin yanı sıra omuzlarımıza yüklediği sorumluluklarla, yüreğimize bıraktığı görevlerle şekillenir. Bu karmaşık yolculukta, insan çoğu zaman kendini büyük bir riskin içinde bulur. Acılar, içimizi burkan ıstıraplar, bazen düşüncelerimizi bulandıran kaçış arayışlarına sürükler bizi. Ama bu kaçışlar, hayatın gerçekleriyle yüzleşmekten vazgeçtiğimizin sessiz bir itirafıdır. Hayatın bedelini ödemeyi reddettiğimizde, bu tavrın bizi hangi yollara sürüklediğini anlamamız uzun sürmez.
Kendi kaderimizi kabullenmezsek, içimizde bir huzursuzluk filizlenir. Bu huzursuzluk, zorluklarla yüzleşmekten kaçtıkça büyür. Oysa hayatı olduğu gibi kucaklamak, kendi gerçeğimizle barışmak çok daha değerli. Eğer acı çekeceksek, bu acının kaynağı bizden gelsin; kendi seçimlerimizden, kendi hikayelerimizden doğan bir yük olsun. Çünkü kaçış, zamanla daha ağır bir yük haline gelir. Hayat bize ayna tutar; o aynaya cesaretle baktığımızda, içimizdeki gücü keşfederiz.
Bu yolculukta kendimizi kandırmaktan vazgeçip, olduğumuz gibi yaşamaya cesaret edemezsek, içimizdeki çelişkilerle boğuşuruz. Uzun uzun düşündüm ve şuna karar verdim: Kim olduğumuzu kabul etmek, hayatın zorluklarını göğüslemek, ruhumuzu özgürleştiren en doğru adım. Kaçmak, belki anlık bir rahatlama sunar, ama uzun vadede daha ağır bir bedel ödetir. Hayat bir bulmaca gibi; her parçayı yerli yerine koyduğumuzda, içimizde bir huzur yeşerir. Ama bu huzur kolay kazanılmaz; emek, sabır ve cesaret ister.
Carl Jung’un dediği gibi: “Kendi gölgemizle yüzleşmek, bize ayna tutar.” Bu söz, içimize dönüp kendimizle barışmanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır. Hayat, zorlu sınavlarla dolu; ama bu sınavları geçmek, ruhumuzu arındırır ve bizi daha sağlam bir geleceğe taşır. Her adımda, her zorlukta kendimize sormalıyız: Kaçış mı arıyoruz, yoksa kendimizi yeniden mi inşa ediyoruz?
Sonuçta, hayatın her anını kucaklamak, içimizdeki potansiyeli ortaya çıkarmak demek. Gerçekliğimizle yüzleştiğimizde, sadece kendimizi değil, çevremizi de dönüştürme gücüne sahip oluruz. Unutmayalım: Hayatın bedelini ödemek, kendimize verebileceğimiz en büyük hediye. Bu hediye, bizi özgürleştirir ve yarınlara umutla bakmamızı sağlar. O halde, bir an durup düşünelim: Bugün hangi adımı atarak kendimize daha çok yaklaşabiliriz?