Botan’dan Gurkêl’e uzanan söyleşi dizisi..

Metin RASTDİL / Şırnak Ajans  Botan’dan Gurkêl’e uzanan söyleşi dizisi, bölgenin binlerce yıllık tarihsel hafızasına ışık tuttu. Uludere’den Cizre’ye, Balveren’den Şırnak’a uzanan buluşmalarda yerel tarih, kültür ve kimlik üzerine yoğun ilgiyle gerçekleştirilen söyleşiler, geçmişi yerinde öğrenmenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Son üç ayda üç kez Botan’ın her taşından tarihin fışkırdığı topraklarına seyahat ettim. İlk programı, iki yıl önce kurulan ve bölgede güzel işler ortaya koyan Goyan Kültür ve Tabiat Derneği’nin organizatörlüğünde düzenledik. Bilge mamoste İhsan Colemêrgî ile birlikte konuşmacı olarak bölgenin tarihsel coğrafyası üzerine hasbihal ettik. Mamoste İhsan Colemêrgî bölgenin sosyo-tarih panoramasını çekerken, ben de yüzyıllarca bölgede hüküm süren Gurkêl Mirliği’nin yaklaşık bin yıllık tarihinden kesitler sundum. Gurkêl Kalesi merkezli mirliğin Cizre Botan Mirliği ile ilişkileri üzerine uzun uzun sohbet etme fırsatı yakaladık. Katılımcılardan gelen sorulara cevap verip kitapları imzaladıktan sonra yirmi katılımcı ile birlikte Gurkêl Kalesi’ni ziyaret etmeye gittik. Mamoste İhsan Colemêrgî ve değerli eşi Besê Hanım’ın da eşlik ettiği kafile, güneşli bir cumartesi gününde kendilerini tarihin tozlu sayfalarından fışkıran Gurkêl Kalesi’nin önünde buldular. Katılımcılar, kalenin tepesinde, kendine has bir dinginlikle akan Hîzil Nehri manzarasında bol bol fotoğraf çektiler. Söyleşide anlattığım bazı anekdotları kalede gösterme fırsatını bulmak güzeldi. Uludere (Qilaban) ilçesinde ilk defa böyle bir programın gerçekleştirilmesinde emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ederim. 29 Kasım’da Cizre Kitap Fuarı’nın davetlisi olarak Cizre’ye gittim. Cizre Kitap Fuarı’nda katılımcılar ile gün boyunca sohbet etme imkânı buldum. Kitap imza ve hasbihal şeklinde dolu dolu bir gün geçirdim. Cizre, Şırnak, Silopi ve Uludere’den gelen tarih meraklıları ile tanışma imkânı bulmak güzeldi. Tarihine, kültürüne bağlı insanlarımızın merakı ve ilgisine bir nebze cevap olmak beni mutlu etti. Cizre’nin yaşamın hâlâ devam ettiği dünyanın en eski şehirlerinden birisi olarak tarihî ve kültürel etkinliklere daha çok ev sahibi olması gerekir. Umarım benzer etkinlikler devam eder. Kitap Fuarı’nda tanıştığımız tüm arkadaşlara selamlarımı iletirim. 13 Aralık’ta Balveren (Gundikê Melê) Bilgi Evi’nin davetlisi olarak Şırnak’a gittim. Şırnak il genelinde her yerde adından söz ettiren, bilinen bir belde olan Balveren’de büyük bir teveccüh ile karşılaştım. Yaşlısından gencine her yaştan insanımızın kütüphane salonunu doldurmuş olması beni oldukça sevindirdi. Gundikê Melê, eğitime verdiği önemle zaten Şırnak’ta her zaman ilk basamakta olmayı hak etmiştir. Tarih ve Hafıza başlığı altında bölge tarihimiz hakkında yaklaşık 1 saat süren bir konuşma gerçekleştirdim. Katılımcıların sorularına cevap verdikten sonra imza törenine geçtik. Çok güzel ve sıcak bir ortamda Balverenli insanlarımız ile hasbihal etmek oldukça güzeldi. Kütüphane salonunun hemen yanında küçük bir müze yapılmış olmasını da çok beğendim. Gundikê Melê’nin tarihi, kültürü ve hafızasının bir minyatürü olarak müze, beldeye farklı bir hava katıyor. Gundikê Melê’nin tarihe ve kültüre verdiği önemi de zaten salonda gördüm ve yaşadım. Bu vesileyle beni davet eden tüm arkadaşlara teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. Umarım yaptıkları güzel işler katlanarak devam eder. Her üç program da bize şunu gösterdi. İnsanlarımız, yerel tarihlerine meraklı. Binlerce yıllık bir kültürel tarihin taşıyıcıları olduklarının farkında. Tarihsel coğrafyamızın derinliklerini öğrendikçe merak daha da artıyor. Her söyleşide söylediğim gibi dünyanın her yerini gezebilirsiniz, imkânlarınızın ölçüsünde istediğiniz ülkeyi dolaşabilir, yeni yerler görebilirsiniz. Ama eğer kendi köyünüzdeki kaleden haberiniz yoksa, eğer yerel tarihinizden bir sayfa bile okumamışsanız, eğer şehrinizdeki tarihsel yapıları bilmiyor ve gezmiyorsanız, onlara değer vermiyorsanız tüm gezileriniz eksik olur ve köksüz kalır. Çünkü ister kabul edin veya etmeyin 227 yıllık arkeoloji tarihi bize önemli bir gerçeği sunuyor: Tarihin kökü burada, tarihin göbeğindeyiz. Dalları merak edebilirsiniz ama dallardan değil kökten gezmeye başlamalısınız. Sevgiyle…