Gelenek ve görenekler, toplumların kimliğini oluşturan, onları diğer toplumlardan ayıran en önemli unsurlardır. Ne yazık ki, son zamanlarda bu değerlerimizi raflara kaldırmaya çalışan, toplum bilinci ve anlayıştan yoksun, her şeye cevap bulmaya çalışan bazı sosyal medya fenomenleri ortaya çıktı. Bu kişiler, sayfa açıp takipçi kasarken, sayfalarının asıl konusu dışına çıkarak manipülasyon yapmaktan geri durmuyor. Kendilerini haberci veya gazeteci sanan bu kişiler, sahip oldukları ciddi takipçi sayısını kullanarak toplumda yönlendirici rol üstleniyor ve algı yaratıyorlar.
Eskiden düğünlerimiz üç gün üç gece sürerdi ve bu durum kültürümüzün en önemli parçalarından biriydi. Ancak, bu sosyal medya algı önderleri yüzünden düğünler yarım güne indi. Düğünler, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın ve birlikteliğin simgesiydi. Üç gün süren düğünler, komşuların, akrabaların ve dostların bir araya gelerek paylaşımda bulunduğu, kaynaştığı bir zaman dilimiydi. Şimdi ise, bu güzel geleneğimizin yerini hızla tüketilen, yüzeyselliğe dayanan kutlamalar aldı.
Benzer şekilde, taziyelerimiz de kültürümüzün önemli bir parçasıydı. Taziyelerde, çay ikramları yapılır, taziye sahiplerine yakın olanlar tarafından üç gün boyunca yemekler hazırlanır ve sunulurdu. Durumu iyi olmayan taziye sahiplerine komşular yardım ederdi. Ancak, yine bu sosyal medya algı önderleri ve onların baskısı yüzünden, imamlar ve kanaat önderleri üzerinde kurulan baskılar sonucunda bu geleneklerimiz de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Elbette, insanların ekonomik durumu iyileştikçe paraya verdikleri değer arttı ve bu da pintileşmelerine neden oldu. Ancak, her durumda ve her alanda eskiden yaşatılan kültürümüze gem vurmadan övünenler, bu güzelim kültürümüzün yok olmasına öncülük edenlerdir. Bizler, kültürümüzü eskiden olduğu gibi yaşatmayı ve komşuluk ilişkilerini, dayanışma ruhunu geri getirme mücadelesi verirken, bir yandan da kültürümüzü kayımdan geçiriyoruz.
Bu yüzden, sosyal medyada sörf yaparak etkileşim görmek uğruna yapılan haber, paylaşım ve yorumlarınıza biraz daha dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyorum. Toplumun değerlerine, geleneklerine ve göreneklerine saygı duymak, onları korumak ve yaşatmak hepimizin sorumluluğudur. Kültürümüzün yok olmasına neden olan değil, onu yaşatan ve geleceğe aktaran bireyler olmalıyız.
Toplumun bir parçası olarak, sorumluluğumuz büyük. Gelenek ve göreneklerimiz, kültürel mirasımızdır. Onları yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak, bizlerin elinde. Sosyal medyada paylaşımlar yaparken, bu değerlerimize sahip çıkmayı unutmayalım. Toplumun bilinçli bireyleri olarak, geleneklerimize sahip çıkalım ve onları yaşatalım.
Çeko ÖKTEN – Şırnak Ajans