Bir Gün, Bir Ömür.. Abdulselam GÜLYEN « Şırnak Ajans

Bir Gün, Bir Ömür.. Abdulselam GÜLYEN

Dünya büyük, evet, ama küçüklüğünü unuttuğu için kibirli.

Şırnak Ajans
Abdulselam GÜLYEN
Abdulselam GÜLYEN
Okuma Süresi

3 dakika

Yayınlanma 09:10 - 05 Ekim 2025
Güncelleme 09:10 - 05 Ekim 2025

Bir Gün, Bir Ömür…

Hayat, cesaretin bittiği yerde esaretin filizlendiği bir bahçe. Adım attığın her yol, bir kapıya açılır; kimi umutla, kimi çıkmazla selamlar. İnsan, bir sabah evinden çıkar, bir daha evini bulamaz. Yaşamak, risklerin, zevklerin, jestlerin ve ölümlerin bir sıraya dizildiği bir dans. Ve bir gün, bir ömrü belirler.

Mevsimler geçer, anlamlar yitip gider. Masalında kaybolanlar, hayallerinden düşenler, keşmekeşin kollarına bırakılır. İnsan, kendini ararken bir kıyaslamanın, bir hayıflanmanın, bir karşılaşmanın içinde bulur. Dünya büyük, evet, ama küçüklüğünü unuttuğu için kibirli. Her yer, her an bir uğrak yeri; sıkılmış günlerin ağırlığı, ihmalin sızısı, peş peşe gelen dertler. Hayat dönüyor, baş döndürüyor, herkese bir parça dokunuyor. Zorluklar yaklaşıyor, hep yaklaşıyor.

Seçmek, insanın omzuna yüklenmiş bir görev. Belki de insan, her şeye düşüyor; dünyaya, hayata, kendine. Yan yana yazılan dünya ve hayat, yan yana yaşanmıyor. Bazı renkler hayatla kucaklaşmıyor, bazı bakışlar kör, bazı görüntüler yabancı. Küresel zincirler, zamanın matematiği, özgürlüğün kayıp şarkısı… Hepsi tuzak, hepsi mayın. Özgürlük? O, hiçbirinde yok.

Bu çağ, kesilmiş ağaçların, kesilmiş hayallerin tanığı. Mekânlar sınır çiziyor, yankılar sınır tanımıyor. Coğrafya tarihi karıştırıyor, gelecek düşleri uçurumlara yuvarlanıyor. Kabahatle çevrili bir zamanda, mahkûm mahlûklar gibi yürüyoruz günlere. Ertelediklerimiz, bizi uzak sandığımız kıyılara sürüklüyor. Oysa her şey, başka bir şeyi saklar; taşır.

Hileler hislerle yarışır, sözler yanlış anlaşılır, merdivenlerden iner gibi kayar insan. Ama bazen, yukarı çıkar; insana yakışır. Eski zamanlarda söz depremler yaratır, ses baharları çağırırmış. Şimdi duraklarımız yer değiştiriyor, yıkılıyor. İnsan, eve döneceği yolu düşünüyor. Gitmek, gökyüzü kadar soru taşımaktır.

Sıradan kederler, sırasız tesadüfler, mantıksız telaşlar…

Günler birbirine benziyor, sıradanlaşıyor. Yavaşlık, bir endam, bir cazibe. Güzel unutmalar, bir derman belki. Harfler bir araya gelir, bir atmosfer yaratır; neşeli bir sohbet, bir savaş ilanı ya da bir yol ayrımı. Dilin cüreti, her gün yeniden düşünülmeli. İhtimaller devrimler doğurmuş, bu da unutulmamalı.

Düşmek, vazgeçmek, teselliye alışmak… Sonrası hep bir kavuşma. Gücü yeniden düşünme, yeniden yerleştirme zamanı. Hayat, isabet etmeyen şeylerle dolu. Her şeyi var, ama kendisi yok.

İçimiz dışımıza çarpıyor, yeni sokaklar buluyoruz. Mesela bir incir düşlüyoruz, bir ceviz. Bir soluk, bir rüzgâr her şeyi değiştiriyor. Sonraların sonları, başlangıçların tohumları bize yer arıyor. Hayat karıştırıyor, ama insan, o karmaşada kendine bir yol çiziyor.

Abdulselam GÜLYEN /  Şırnak Ajans 


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir