Silopi’nin Özlemle Beklediği Bir Mesire,Piknik Yeri
Abdulselam GÜLYEN
Her Pazar sabahı, gözlerimizi yeni bir güne açar açmaz radyo düğmesine uzanırız. O tanıdık melodiler arasında şairin sesi yankılanır: “Bugün Pazar, ben seni özledim.” Bu dizeler, ruhumuzda bir yerlere dokunur, içimizi ısıtır. Ama Silopi’de bu Pazar sabahlarının bir başka özlemi daha var: Ailecek, dostlarla bir araya gelebileceğimiz, yeşillikler içinde bir mesire yerinin eksikliği. Başka şehirlerde, kasabalarda cıvıl cıvıl piknik alanlarını gördükçe, Silopi’de böyle bir yerin olmayışı yüreğimize bir sızı gibi saplanır. Bu, sadece bir eksiklik değil, aynı zamanda bir ayıptır.
Silopi, bölgenin en hareketli, en potansiyelli şehirlerinden biri. Ticaretin, kültürün, insan sıcaklığının merkezi. Peki, böylesine canlı bir şehirde, ailelerin nefes alabileceği, çocukların koşup oynayacağı, arkadaşlarla mangal başında kahkahalar atacağımız bir piknik alanı neden hâlâ yok? Bu soru, bir merak olmaktan öte, bir haykırış. Çünkü Silopi’nin insanları, bu basit ama bir o kadar kıymetli hakkı fazlasıyla hak ediyor.
Bir mesire yeri, sadece ağaç gölgesinde oturup çay içmek demek değildir. Orası, bir şehrin ruhudur; toplumu bir araya getiren, komşuluğu, dostluğu, dayanışmayı pekiştiren bir alan. Hayal edin: Hevsel Çayı’nın kenarında, yemyeşil bir mesire yerinde ailelerin piknik yaptığı, çocukların uçurtma uçurduğu, gençlerin gitar çalıp şarkılar söylediği bir Silopi…
Bu tablo, neden bir gerçek olmasın? Bölgenin en dinamik şehirlerinden biri olan Silopi, böyle bir hayali gerçekleştirmek için fazlasıyla imkâna sahip.
Başka şehirlerdeki piknik alanlarını kıskanarak geçirdiğimiz her Pazar, içimizdeki bu özlemi büyütüyor. Şırnak’ta, Cizre’de ya da başka yerlerde geçirilen neşeli anılar, bize Silopi’nin bu eksikliğini hatırlatıyor. Oysa doğal güzellikleri, geniş arazileri ve girişimci ruhuyla Silopi, böyle bir alanı çoktan hayata geçirebilirdi. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler; bu eksikliği görmek, bu sızıyı hissetmek zorundalar. Çünkü bir şehir, sadece binalardan, yollardan ibaret değildir; o şehrin insanlarının mutluluğu, huzuru ve bir arada biriktirdiği anılarla anlam kazanır.
Bu bir eleştiri, evet, ama aynı zamanda bir çağrı. Silopi’ye bir mesire yeri kazandırmak, sadece bir park yapmak değil, bu şehre bir ruh, bir nefes, bir gülümseme hediye etmektir. Çocuklarımıza, gençlerimize, ailelerimize “Biz de buradayız, biz de güzel anılar biriktirebiliriz” deme vakti gelmedi mi? Bir ağaç gölgesinde, bir çay bardağının sıcaklığında, dostlarla edilen sohbetin tadında Silopi’nin özlemini dindirelim. Bu ayıp, bu eksiklik giderilsin. Çünkü Silopi, bunu fazlasıyla hak ediyor.
Hadi, bir Pazar sabahı, radyo açıkken, şairin dizeleri kulaklarımızda yankılanırken, hep birlikte o hayal ettiğimiz mesire yerinde buluşalım. Şairin özlemi biter mi bilmem, ama Silopi’nin bu özlemi bitebilir. Yeter ki isteyelim, yeter ki el birliğiyle bu hayali gerçeğe çevirelim.
Şırnak Ajans / Abdulselam Gülyen

